Hematolojik kanserler başta olmak üzere birçok hastalığın tanı ve tedavisinde yapısal ve sayısal varyantların analizine yönelik kromozom analizi başta olmak üzere sitogenetik yöntemler esas tanı yöntemlerimizi oluşturmaktaydı. Çözünürlüklerinin düşüklüğü, ciddi emek ve süre gerektirmesi, her zaman net bir sonuç alınamaması, kültür gibi yöntemlerine ait hatalara açık olmaları, analiz sürecinde tecrübeli ve konusunda uzman bir genetikçiye ihtiyaç duyulması gibi etkenler bu yöntemlerin eksik olan yönlerini oluşturmaktadır. Fakat, teknolojinin baş döndüren gelişim hızıyla birlikte artık yapısal ve sayısal varyantların analizine hedefleyen eski geleneksel yöntemler yerini bir üst teknoloji olan tüm genom optik haritalama yöntemine bırakmaktadır. Tüm genom optik haritalama yöntemi eski yöntemlere kıyasla çok daha az emek ve süre gerektiren, kesin ve hızlı sonuçlar sunan, analiz sürecinde saptanacak değişikliklerin digital datalara dönüştürülmesi ve biyoinformatik algoritmalara dayalı bir süreç işletilmesi nedeni ile hatalara daha çok kapalı bir yöntem olarak karşımız çıkmaktadır. Sitogenetik tanı artık optik haritalama yöntemiyle Konvansiyonel (Geleneksel) Sitogenetik’ ten Yeni Nesil Sitogenomik sürece evrilmiştir.